Aynı sokakta oturuyorduk; adı Esrarengiz
Herkes onun hakkında farklı şeyler söylerdi
Hepsi nedensiz, hepsi sebepsiz
Kirli sakalları vardı.
Siyah gözlü, esmerdi.
Ben, nefret ederdim.
Ama mahallenin tüm kızları ona hayrandı
Hiç kimseyle konuşmaz, sadece gelip geçerdi
Farklıydı.
Gece boyunca lambası yanardı
Bir gün onunla yolda karşılaştık
Güzel bir yüzü vardı
Bakışları sanki içimi eritiyordu.
Kalbimi o an söküp atasım geldi.
Çünkü ilk defa laf dinlemiyordu bakışlarım
O an aşık oluyordum
Artık uyumak yerine,onun evini izliyordum
Onunla karşılaşabilmek için
Akşam saatlerce kapıda dururdum
Bir akşam onu yolda gördüm
''Bir dakika bakar mısınız?'' dedim.
''Acelem var küçüğüm!'' dedi
Sanki bana aramızdaki yaş farkını hatırlattı
Eve gelip ağladım
O gece kara verdim
Artık onunla konuşacaktım
Ertesi gün evine gittiğini gördüm
Hemen gittim ve kapıyı çaldım
Açtı ''Ne var küçüğüm?'' dedi
Sadece ''Seni seviyorum'' diyebildim.
Gülümsedi cevap bile vermedi.
''Evet'' dedim.
''Ne evet?'' dedi.
Konuşamadım ve koşarak ordan ayrıldım.
Daha sonra bir ay evden çıkmadım.
Bir gün kızlarla oturuyorduk
Mahalleye girenlerin içinde bir ambulans vardı
Ambulanstan acele acele inenler hızlıca onun evine girdiler.
Bütün mahalle aşağı indik ve seyre daldık
Bir kaç dakika sonra onu sedyeyle çıkardılar.
Önümden geçerken ''Ben de seni küçüğüm'' dedi ve gözlerini yumdu
Ben de donup kaldım
Herkes bana bakıyordu
Eve doğru koşmaya başladım
Gözyaşlarım durmadan akıyordu
Annesi yokmuş, kendi gayretiyle buraya gelmiş ve okumuş.
Sevdiği bir kız varmış
Ailesi vermeyince kaçmış; ama kaçtığı gün ölmüş
Bir süre sonra yine sevmiş ve ne yazık ki o da ölmüş,
Kimi sevdiyse ölüm ayırmıştı
Sanki onun sevgisi Azrail'in ölüm fermanıymış.
Uyurken başucunda bir kağıt, bir kalem, bir fotoğraf duruyormuş.
İntihar edip, hastaneyi aramış
Polisler evin duvarında ''KÜÇÜĞÜM'' yazısını bulmuşlar
Karşı duvarda da;
''SEN ÖLME KÜÇÜĞÜM'' yazıyormuş.