Şeyh Said İsyanı, (Şubat-Nisan
1925)
Doğu Anadolu'da merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı ayaklanma.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında uygulanan politikalar Doğu Anadolu'da çeşitli muhalefet odakları doğurmuştu. Bu muhalefet odaklarından Kürt İstiklal Komitesi'nin çalışmaları açığa çıkarıldıktan sonra, örgütün önde gelen yöneticilerinin çoğu tutuklandı.
Örgütle yakın ilişki içinde olan ve aynı doğrultuda çalışmalar yürüten
Şeyh Said'e bağlı kişilerin
Diyarbakır'ın
Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde arama yapan bir jandarma müfrezesiyle girdiği çatışma (
13 Şubat 1925), kısa sürede genişleyerek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu.
Genç vilayetinin merkez kazası Darahini'yi basarak (
16 Şubat) valiyi ve öteki görevlileri tutuklayan
Şeyh Said, halkı
İslam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı. Bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü kullandı ve herkesi din uğruna savaşa çağırdı. Mistan ve Botan aşiretlerinin desteğini aldıktan sonra
Genç ve Çapakçur (bugün
Bingöl) üzerinden
Diyarbakır'a yöneldi.
Maden,
Siverek ve
Ergani'yi ele geçirdi. Şeyh Abdullah'ın yönettiği başka bir ayaklanma kolu da
Varto üzerinden
Muş'a doğru harekete geçti. Varto'yu ele geçiren isyancılar,
Muş'a ilerledilerse de halktan toplanan yardımcı kuvvetlerle Murat Köprüsü civarında mağlup edilip,
Varto'ya geri çekilme­leri sağlandı. Gelişmeler üzerine hükümet doğu vilayetlerinde sıkıyönetim ilan etti (
21 Şubat). Ayaklanmacıların üzerine gönderilen ordu birlikleri Kış Ovası'nda
Şeyh Said kuvvetleri karşısında tutunamayarak
Diyarbakır'a çekilmek zorunda kaldı (
23 Şubat). Ertesi gün
Elazığ'a giren Gökdereli Şeyh Şerif yönetimindeki başka bir ayaklanma kolu kenti kısa süre de olsa denetim altına aldı.
7 Mart'ta
Şeyh Said'in emrindeki 5000 kişilik bir kuvvet
Diyarbakır'a saldırdı.
Olayın başlangıcında
Mustafa Kemal ciddiyeti anlayıp,
Heybeliada'da rahatsızlığı nedeniyle dinlenen
İsmet İnönü'yü acilen
Ankara'ya çağırdı. İnönü ve ailesini bizzat Ankara Gar'ında karşılayan Mustafa Kemal, olayları anlatmak için İsmet Paşa'yı
Çankaya'ya götürdü. Çankaya'da, İsmet Paşa'ya "Doğuda laik sistemi yıkmak amacıyla yayılan gerici bir ayaklanmanın başladığını" söyledi. İsmet Paşa'nın Ankara'ya gelmesi dedikoduların başlamasına neden oldu. Ali Fethi Bey'in görevden ayrılacağı, yeni hükümeti İsmet İnönü'nün kuracağı ve önlemleri onun alacağı konuşulmaya başlanmıştı. Ayrıca
Ali Fethi Okyar ile İsmet İnönü'nün arası açıktı. Ali Fethi Bey olayı isyan olarak tanımlamamış ve sıkıyönetimle durdurulacağına inanıyordu. Ancak, olayların hızla tırmanması karşısında Başbakan
Ali Fethi Okyar'ın istifasını isteyen
Mustafa Kemal ******,
İsmet İnönü'yü yeni bir hükümet kurmakla görevlendirdi (
3 Mart). Bir gün sonra
TBMM hemen
Takrir-i Sükun Kanunu'nu kabul ederek hükümete olağanüstü hal yetkileri tanıdı. Ayaklanmayla ilgili yayınlara konan yasak daha sonra başka önlemleri de kapsayacak biçimde genişletildi. Ayrıca
Ankara ve
Diyarbakır'da İstiklal Mahkemeleri kurulması kararlaştırıldı. Bu sırada
Diyarbakır'ı kuşatma altına alan Şeyh Said kuvvetleri, hükümet kuvvetleri tarafından püskürtülerek geri çekilmeye başladı. Geniş çaplı bir sevkıyatın ardından toplu saldırıya geçen (
26 Mart) ve bir bastırma harekatıyla ayaklananların çoğunu teslime zorlayan askeri birlikler,
İran'a geçmeye hazırlanan ayaklanma önderlerini Boğlan'da (bugün
Solhan) sıkıştırdı. Şeyh Şerif ve yanındaki bazı aşiret reisleri
Palu'da yakalanırken,
Şeyh Said'de
Varto yakınlarında Carpuh Köprüsü'nde ele geçirildi (
15 Nisan 1925).
Ayaklanmayı destekleyen eski Şuray-ı devlet reislerinden Kürt Teali Cemiyeti reisi Seyit Abdülkadir ve 12 arkadaşı
İstanbul'da tutuklanarak yargılanmak üzere
Diyarbakır'a getirildiler. Yargılanma sonucunda Seyit Abdülkadir ve 5 arkadaşı ölüme mahkûm olarak, idam edildiler (
27 Mayıs 1925).
Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi kısa süren bir yargılamadan sonra
Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi (
28 Haziran). Cezalar, başta Şeyh Said olmak üzere, ertesi gün infaz edildi.
Şeyh Said Ayaklanması'nın bastırılması Cumhuriyet yönetiminin Doğu Anadolu'da denetimi sağlamasında önemli bir dönüm noktası oldu. Öte yandan ayaklanmayla ortaya çıkan gelişmeler, bir süre önce çok partili yaşama geçiş yönünde atılan adımların kesintiye uğramasına yol açtı. Ayaklanmaya karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, çok geçmeden hükümet kararnamesiyle kapatıldı.